Haber

Bangladeş’te iki günde 230 ölü: ‘Hak ihlallerinden sorumlu olanlar hesap vermeli’

Güney Asya ülkesi Bangladeş’te ‘kamuda kontenjan’ kararına karşı başlayan ve son haftalarda hükümetin istifası talebiyle sürdürülen protestolarda, son iki günde hayatını kaybedenlerin sayısı 230’u aştı. Başbakan Şeyh Hasina Vecid’in istifasıyla sonuçlanan protestolarda çıkan şiddet olaylarında son iki günde 231 kişi hayatını kaybetti.

Dhaka Tribune’un haberine göre, Şeyh Hasina’nın resmi konutunu terk etmesi ve ordunun, ‘geçiş hükümeti kurulacağını’ açıklamasına rağmen ülke genelinde devam eden şiddet olaylarında dün 135 kişi öldü. Şiddet olaylarının en yoğun yaşandığı başkent Dhaka’da dün 78 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi de polisin ateş açması, gruplar arasındaki çatışma ve yağmalama olayları sırasında yaralandı. Farklı hastanelerden yapılan açıklamalarda, pazar günü de ülkenin çeşitli bölgelerinde toplam 96 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

‘DAHA FAZLA ŞİDDET VEYA MİSİLLEME OLMAMALI’

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Bangladeş’te haftalar süren ve yüzlerce kişinin öldüğü protestolar sonucu Başbakan Şeyh Hasina Vecid’in, resmi konutundan ayrılmasının ardından, iktidar geçişinin barışçıl ve insan hakları rehberliğinde olması çağrısında bulundu. Türk, Bangladeş’te yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Bangladeş’teki iktidar geçişinin barışçıl ve insan hakları rehberliğinde yapılmasının önemine işaret eden Türk, ülkenin uluslararası yükümlülüklerine uygun davranması, protestolarda yüzlerce kişinin öldürülmesinden ve binlerce kişinin yaralanmasından sorumlu olanların hesap vermesinin hayati önem taşıdığını bildirdi. Türk, “Geçiş şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde yürütülmeli, tüm Bangladeşlilerin anlamlı katılımına açık ve kapsayıcı olmalı. Daha fazla şiddet veya misilleme olmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Ülkede demokratik düzen ve hukukun üstünlüğünün mümkün olan en kısa sürede sağlanması gerektiğini vurgulayan Türk, tüm acil durum önlemlerinin uluslararası hukuka uygun olarak sınırlandırılması gerektiğini belirtti. Türk, “Keyfi olarak gözaltına alınan herkes serbest bırakılmalı ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olan herkes hesap vermelidir” değerlendirmesinde bulundu.

Geçen ay başlayan barışçıl protestoların ardından yaşanan şiddet olayları ve yetkililerin sert müdahalesiyle ilgili iddia edilen tüm insan hakları ihlallerinin kapsamlı, tarafsız ve şeffaf bir şekilde soruşturulması çağrısını yineleyen Türk, kamuoyunun da güvenini sağlamak adına soruşturmaların bağımsız yürütülmesi gerektiğini ve bu süreci desteklemeye hazır olduklarını kaydetti.

Ne olmuştu?

Bangladeş’te kamuda işe giriş pozisyonlarının yüzde 56’sı belirli demografik gruplar ve sınıflar için ayrılırken bunun yüzde 30’u, 1971’deki Bağımsızlık Savaşı’na katılanların ailelerini kapsıyordu. Protestolar nedeniyle bu kontenjanlar 2018’de kaldırıldı. Yüksek Mahkeme’nin haziran ayında kontenjan sisteminin yeniden uygulanması yönünde karar alması, protestoların temmuzda yeniden başlamasının çıkış noktası oldu. Dakka Üniversitesi öğrencileri, 15 Temmuz’da kontenjan kararında reforma gidilmesi için pankart ve bayraklarla gösteri düzenlemeye başladı.

Başbakan Şeyh Hasina 5 Ağustos’ta resmi konutundan ayrılarak askeri helikopterle Hindistan’a gitmiş, bu sırada göstericiler, Başbakan’ın resmi konutunu basmıştı. Siyasi parti temsilcileriyle görüşen Bangladeş Ordu Komutanı, Hasina’nın istifa ettiğini ve geçiş hükümeti kurulacağını duyurmuştu.

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu